Bakkal Mehmet Amca

“Üzüldüm” dedi. Sonra anlatmaya başladı tane tane kelimeler ile bana hikayesini.

 Her sabah geldiğinde Çay ocağı işleten Musa’dan birer sabah kahvesi söylerdik. O kadar iyi tanırım ki müşterileri mi! Mesala, Ahmet abi orta içer, Çiroz Fatih çok şekerli. Ocakçı Musa kızardı hatta ‘’ Abi şekere zam geldi batıracak mısın bizi. “ söylenirdi yarı gülerek yarı ciddi.

Fırıncı Suat gelir o ara, sıcak ekmekleri ile mis gibi kokardı tüm dükkânın bereketin adı olan ekmeğin kokusuyla. Canı çeken ucundan alır, dükkâna yani bana yazılır hesabı.

Kapımızın önü halk arenası gibi olurdu, sabah gelen bir şey alsın almasın kapının önüne çöker, sormadan otururdu. Memleket meselesini, akşam oynanan maçı, mahalledeki küsleri barıştırmayı daha onlarca konuyu orada yani kapının önünde konuşurduk.

Kimse bilmez benim hangi takımı tuttuğumu, küsmesinler diye söylemedim hiç. Söylemem de. Bir maç uğruna kaybetmeyi göze alamam ben dostlarımı.

İçini çekti, sigarasından derin bir nefes alıp “Üzülüyor insan, rızkı veren Allah ondan şüphem yok. Üzüldüğüm ne biliyor musun? Üç kuruşa satılmak” dedi Bakkal Mehmet amca. “Kazandıklarım ya da kaybettiklerimin hesabı değil inan bana. Beni ayakta tutanda dükkanıma giren çıkanın sayısı da olmadı. O kapı önündeki sohbetlerle içilen kahvelerdi bu dükkânın rızkına sebep olan. Anlatamazsın bunun boşluğunu hiç kimseye. Düşününce insanın zoruna gidiyor bu.”

Gözleri dolmuştu.

Geçenlerde elinde büyük  bir poşet ile geldi bakkala, ekmekleri mıncıkladı dolapta. Kendini değiştiremedin Mehmet deyiverdi. Ekmekler kuru dedi.

 Ekmeklerim kuru olmadı aslında, bahane lazımdı elindeki dolu poşete. Öyle söyleyiverdi, yaralamak için beni. Kızmadım hiç. Dedim Rızkı veren Allah. Şüphem olsa altmış yaşımda gelir miyim bu sinekli bakkala.

Üzüldüm mü  ??

Üzülmedim değişmemişim diye. Nasıl değişeyim evlat. Baban değişse ne dersin, Annen değişse, amcan, dayın, teyzen değişse ne dersin. Komşun taşınıp değiştiğinde bile için burkuluyor. Ben nasıl değişeyim. Ekmekçim hep aynı otuz yıldır. Değişmedi. Ne hile bilir, ne arsızlık. Hiç değişmedi. Hep aynı adam, hep aynı dürüstlükte. Ama zamane insanı değiştirmeyi iyi sanıyor. Değiştirmenin aslının yerine konulan kopya olduğunu bilmiyor sadece.

 Ben değişmedim. Değişmem de. Büyümem de hep aynıyım. Hep aynı Bakkal Mehmet'im. Olsun varsın ekmekte almasınlar. Vallahi derdim değil. Ama o içilen kahvelerin hatırı var ya kırk yıl. Yalanmış inan bana.

O kahveyi içenler değişir biliyorum ama ben onlar gibi değişmem . Değişim iyi midir? 

 


Yorumlar