Adın Esnaf, soyadın tabelada yazan.

Omurgan bedenini taşıyamayacak kadar eğilir. Hayatın tüm ağırlığı ile birlikte yarınların kaygısı da yüklenir o incecik bedenine! Dalları eğilmiş çınar gibi düşer omuzların, dik durmak için tek dayanağın bacaklarındır.

Nefes alışında hissedersin dükkânın içindeki rutubete karışmış geçmişin kokusunu. Alıştığından olsa gerek kokuya, seni içeri çeken ondan başkası değildir zaten.

O geçmişin içinde, kimsenin duymadığı kokunun içinde saklı olan ne umutların vardır! Sorsalar anlatamazsın. Onun içindir her defasında BOŞVER! Deyişin. Derince içine çektiğin rutubetli havanın her tanesinde çığlığa döner sözcük, sonra salar yine kendini boşluğa, BOŞVER!

Her geçen gün, bir öncesinin aynısıdır. Onun için saymazsın tatil günleri ile hafta sonlarını. Cenazeye giderken kapına not bırakmak zorundasın, gelen gidene ayıp olmasın diye. Yoksa kimse seni merak etmez, zaten bunu bilirsin. Ya batarsan sevinirler, ya da kapatırken dedikodu için merak ederler, Neden? Niçin? Diye.

Düğüne giderken de not asılır yine aynı kapıya. Hayatın kendisidir aslında düğün ve cenazeye gidişlerin. Her seferinde geri döneceğin nokta yine kendi eksenin. Bunu bilerek olur her gidişin.

Beklemek en iyi yaptığın değildir, anlatmaya çalışsan da kelimeler cümlelerin içinde savrulur sağa sola. O kelimeleri toplamak için verdiğin zaman, karşılığı olmayan…

Beklemek için hareket etmenin ne olduğunu bir sen bilirsin, birde kaçamak baktığın ayna. Saçlarında her tel kocaman ansiklopedinin sayfalarıdır! Onu okuyan değil, senin gibi bakan bilir.

Adın ESNAF’tır. Soyadın tabelada küçücük harfler ile yazan. Adının anlamı mesele değildir, sen zaten sana sorulmadan verilen "anlama" yüklenen ya kadınsındır ya da adam.

Yorumlar