Döviz nasıl artar ve düşer!

Okuma süresi 3 dakika 55 saniye


Döviz hızla artıyor!

Yıllardan bu yana her durumda manşette etkisi piyasadaki etkisinden büyük olan haber başlığıdır bu konu. Küresel anlamda yaşanan ekonomik tüm gelişmeler en başta ekonomik anlamda alım gücü elindeki döviz ile sınırlı ülkelerde daha ağır hissediliyor.

Bu durumda kaçınılmaz olan oluyor yani döviz artıyor ve bir süre daha artmaya da devam edecek gibi duruyor. Korono’dan sonra yaşanan finansal anlamda koşulların önceki yıllara göre değişmesi elbette döviz’in iç piyasadaki değerini de belirlemede yetersiz kalıyor. Özellikle bizim ekonomimizin temel dinamiğini oluşturan sanayi sektörü ara üretim konumunda kalınca, döviz konusunda yapabileceklerimizde sınırlı oluyor.

Olay aslında sürekli aynı dengenin içinde farklı koşullarda sürekli olarak yenilenen bir eylem haline gelmesine rağmen geçici çözümler yerine geçiştirici çözümler ile sorun öteleniyor.

Türkiye’nin dövize olan ihtiyacı, ara sanayi ve turizm gelirine bağlı bir sistem üzerinde işlediği sürece bu durum sürekli olarak karşımıza çıkacaktır.

Koskocaman hükumetin ekonomi konusunda uzmanları bu durumu bilmiyorlar mı? Elbette biliyorlar! Bence bildikleri için çözümü sürekli olarak öteliyorlar.

Bakın, Türkiye’de üretilen ara sanayi ürünlerinin birçoğu yabancı firmaların talepleri ile oluyor. Bu konuda talebin oluşabilmesi için en önemli etken maliyet unsurları. Türkiye'nin en önemli rekabet gücü de bu maliyet unsurlarından kaynaklanıyor. Fakat talep edilen hizmet veya ürünün birimlerinin büyük bir kısmı döviz ile alınan birimlerden oluşuyor. Dolayısı ile istenilen hizmeti karşılamanız için sürekli olarak yurt dışında üretilen ürünlere veya hizmetlere ihtiyacınız oluşuyor. Katma değerli bir ürün veya hizmet üretemediğiniz içinde karlılığınız çok düşük kalıyor. Döviz ile ürün veya hizmet satmak için yine döviz ile alacağınız ham maddeye ihtiyaç duyuyorsunuz. Bu durumda sürekli olarak kısır döngü içerisinde kalıyorsunuz.

Kısır döngü sürekli olarak devam ediyor! Her gelen yeni para ardından daha yüksek seviyede dövize dayalı ihtiyaçları da ardından getiriyor.

Şöyle bir örnek yerinde olacaktır, Örneğin üzüm bağınız var ve üzümlerinizden kaliteli şaraplar yapmak istiyorsunuz. Bunun için de uygun bir arazi buluyorsunuz. Araziyi işlemek için bir araca gerek var (ithal ürün 1), aracınız aldınız fakat aracın çalışması için yakıta ihtiyacınız var (ithal ürün 2), yakıtı da temin ettiniz. Üzümlerinizi ektiniz ve bunların bakımları için ilaçlara ihtiyacınız var (ithal ürün 3), onu da temin ettiniz ve üzümleriniz oldu. Bunları en iyi ve en verimli şekilde sıkmanız lazım, o zaman tesis kuracaksınız (onlarca ithal ürün 4) tesisi kurdunuz ve bunu şişelediniz. Markanızı tanıtmanız lazım hangi ülkeye hedef olarak seçtiyseniz burada fuarlara ve organizasyonlara gitmeniz gerekecek bunun için de dövize ihtiyacınız var. Bu yazdıklarımın gerçekleşmesi olan dövizi nereden alıyorsunuz? Tabi ki yurt dışından, o zaman aldığınız dövizlerin ödenmesi için karlı bir şekilde ürününüz satmanız gerekecektir. Ve bu ürünleri alacak olan pazardaki firmaların size gelerek, nasıl siz onlardan ürünleri tedarik ederken döviz aldınız, onlarında sizin ülkenizin parasını alması gerecektir.

Harcadığınız dövizden fazlası Türk lirası kazanılır ise bir sıkıntı kalmayacaktır. Örnek verirken ve yazarken çok kolay! Fakat bunu gerçekleştirmek çok zor. Bu koşullar tüm ürünlerin üretimi için geçerli bir kuraldır. Koşulların sağlanmaması durumunda sürekli olarak dövize olan bağımlılığımız artacak ve yaşanan krizler anlık çözümler ile ötelenecektir.

 

 

        

 


Yorumlar