Rekabetçi toplum ve statü.

Okuma suresi 3 dakika 21 saniye.

İnsanoğlu sosyal bir canlıdır. Topluluklar halinde yaşar ve toplumun belirlediği genel kurallara riayet eder. Davranışlarımız bu eksende gerçekleşir. Toplumun kabul görmüş kuralları dışarısında yaşamamız mümkün değildir. Her konuda toplumun kendi içinde denenmiş, gözlemlenmiş ve sınanmış kuralları vardır.

Toplumların gelişmişlik düzeylerine göre de bu kurallar esneyebilir, değişebilir ve sınanması basitleştirilebilirdir. Geri kalmış toplumlarda birey geri planda kalarak edindiği mal ile ön plana çıkar. Özellikle bireysel eksikliklerini bu yoldan tamamlamaya çalışır. Daha fazla mal edinerek toplum içinde statüsünün belirlenmesini talep eder. Dolayısıyla mal edinme ile bireysel üstünlük sağlamaya çalışması, toplumun ahlaksal yapısında da çözülmelere ve değişimlere sebep olur. Toplumun içinde serveti ile söz sahibi olmuş birinin diğer toplum üyeleri ile kıyaslanması ancak mal ile olacağı için ahlak değerlerinin de mal üzerinden olması doğal olarak görülür.

Bu tarz toplumlarda öncelikler, para, mal, şöhret vb. gösterilebilecek maddi unsurlardır.

Gelişmiş toplumlarda ise bireyin toplum içerisinde edineceği statü pedagojik, psikolojik, entelektüel bakışı ve birikimi ile birlikte el becerileri ve zeka seviyesine göre belirlenir. Bu unsurların her biri kendi içinde ayrı tecrübe ve eğitim ile kazanılabilirdir. Dışarıdan para ile satın almanız imkansızdır. Bu unsurları kazanmak için sarf edilen çaba ve zaman statünüzün seviyesini belirleyecek yapının temelidir.

Büyük bir evde oturan birinin daha büyük bir evde oturmak istemesi sonucu alacağı karar maddi seviyesi ile alakalıdır. Parasını biriktirir ve istediği büyük evi alır ta ki daha büyüğünü görünceye kadar mutlu olmak suretiyle.

Ya da arabası vardır daha lüksünü almak için çabalar ve alır. Yine aynı kural geçerlidir. Yeni model araba çıkıncaya kadar. Bunları gerçekleştirmeniz için yapmanız gereken tek şey emeğinizi en yüksek fiyata kiralayarak para kazanmaktır. Sonuç olarak büyük bir ev, iyi ve lüks araba ile statünüzün toplum içerisinde yeri, daha iyisi çıkıncaya kadardır. Daha yenisini sizden önce kim alır ise statünüzün yeni rakibiniz ile takası gerçekleşir. Bu durum sürekli devam ederek statünüzü kaybetmemeniz için vereceğiniz çabayı besler. Daha fazla mal, daha fazla statü paradoks haline gelmiştir.

Bu prensipleri kabul etmiş toplumda, statünüz sürekli olarak takasa ve değişime açıktır.

Gelişmiş toplumlarda ise durum tamamen bunun tersine işlemektedir. Kişinin bireysel gelişimi ancak tecrübe için sarf edilen çaba ile belirlenir. Para, sadece edinilecek tecrübe için araçtır. Statünün en önemli dinamiği insandır! Lüks yerine daha fazla minimal unsurlar ön plandadır. Minimal unsurlar, sade ve doğru kullanıma ait araçların tamamıdır. Araçları yönetecek olan insan, tecrübe ve kişisel gelişimi ile sınanır. Gelişmiş toplumda birey rekabetçi olmaktan yana değildir. Buna toplumun kuralları da izin vermez. Bireyin rekabet edeceği ortamın olmaması kişisel gelişimi hızlanmasına ve daha fazla gelişimine kapı açar.

 

 

 

 

 

 

 

 


Yorumlar