Siyasi partilerin giderlerinin karşılanması için milyonlarca lira bağışa ihtiyaçları vardır.
Sadece genel merkezlerin giderleri içinde kira, ısınma, çalışanların maaşları vb gibi binlerce gider başlığı var. Mantıklı düşünürsek bunların karşılanması için çok ama çok büyük kaynakların olması gerekiyor.
Kaynakların en başında bağışlar yani Parti'ye üye olanların düzenli olarak ödemesi gereken aidatların olması gerekir. Apartman aidatını ödemeyen toplumun içinde yaşadığımızı göz önünde bulundurarak söylemek gerekirse, aylık toplanan bağışların yeterli kaynağı sağlamayacağı aşikâr.
Peki bu giderlerin sağlanması için kaynak nereden sağlanıyor?
Bence her yurttaşın sorması gereken en önemli soru bu.
Çünkü bu kaynaklar iş adamları tarafından sağlanıyor ise vay halimize. İş adamı bu bağışı asla hâyır için yapmaz! Mutlaka karşılığında bir söz ister!
İş adamına verilen söz de o kişinin çıkarlarını ve maddi anlamda menfaatlerini en üst seviyede korumak üzerine olacaktır.
Siyasi partinin iktidar mücadelesinde harcamalar çok daha artacağı var sayılır ise verilen sözlerde bu paralelde artacaktır.
Seçim bittikten sonra en çok desteği veren iş adamı kendinden haklı olarak destek verdiği sürede verilen sözlerin karşılanmasını talep edecektir.
Aslında halkın partisi diye bir parti yok. İş adamlarının partisi var! Onların menfaatlerini koruyan ve korumaya devam edecek siyasetçilerin politikaları var!
Halkın menfaatlerini koruyacak politikaların özellikle iş adamlarının menfaatlerini zedelemeden, hassasiyet ile hazırlanan kurgu içinde yürürlüğe girmeside sırf bu yüzden.
Eğer bir değişim istiyorsak, bence istemeliyiz! İlk önce siyasi partilerin gelirlerinin şeffaf olmasını istemek ile başlamalıyız. Emin olun bu bir çok sorunu çözmek için büyük bir adım olacaktır.
O zaman halk hesap sorduğunda, bu hesabı vermek zorunda kalan yöneticilerin varlığı ortaya çıkacaktır!
Yorumlar
Yorum Gönder