Yasaklar

 

            Yıl 1632 IV. Murat yönetimi akli dengesi bozuk olduğu ileri sürülen Padişah I.Mustafadan aldı. 

    Sultan Mustafa psikolojik olarak nevrozlar geçirince önce yönetimi II.Osmana bıraktı. II.Osman öldürülünce yerine tekrar  I.Mustafa geçti. Osmanlıda gelenek olan babadan oğula geçen padişahlık böylelikle I.Mustafa ile bozuldu.

            IV. Murat apar topar padişah oldu. Henüz 11 yaşındaydı. O da Mustafa sultan gibi babasından değil amcasından aldı Padişahlığı. Kurallar yavaş yavaş değişmeye başlamıştı. 

            Padişah göreve geldiğinde isyanlar memleketin her yanında çıkmış, halkın can ve mal güvenliği kalmamış, Hazine tam takır kuru bakır kalmıştı.

            Padişahın yaşı küçük olduğu için  yine bir ilk denendi. Annesi Kösem Sultan yönetimi eline aldı. İyisiyle kötüsüyle düzeni sağlamak için çok çaba sarf etti. Ardından Murat sultan yetiştirildi ve tahta kendisine teslim edildi.

            Devletin otoritesinin neredeyse kaybolmaya başladığı bu dönemde yapılacak tek şey otoritenin tekrar sağlanması olacaktı.

            IV.Murat sultan halkın büyük çoğunluğu için vazgeçilmez olan yütünü yasakladı. Cezalar öylesine ağırdı ki içenin yakalanması durumunda eli, ayağı kırılıyor hatta boyunları vuruluyordu. Millet mecburen tütün içmeyi evlerinde diyor ama bu seferde bacacı denilen muhbirlere yakalanıyorlardı. Muhbirler damlarda geziyor, bacaları kokluyor, tütün kokusu alınırsa baskın düzenleniyordu. Aslında tütünün içilmesi değildi sorun. Bu yasaklar ile devlet otoritesi tüm gücünü halkın üzerinden gösteriyordu.

            Padişahın ayaklanmalar ve isyanlardan canı yandığından olsa gerek diyeceğim ama görüldüğü üzere tek sebep bu değil. Amacın özü insanları toplu halde hareket etmesinin  isyana sebep olmasından korkulması. Bu yüzden sohbet ederek fikir paylaştıkları Kahvehaneler ve meyhaneler de bu dönemde yasaklandı.

            Kahvehane dışında toplu olarak her hangi bir yerde oturmak imkânsızdı. Rum meyhaneleri, Arap kahvehaneleri birer birer kapatıldı. Azınlıklar fitne yapan, müslümanın aklını çelen, her türlü kötülüğün anası gibi görünüyor izlenimi yaratılıyordu. Aslında maksadın özünde,  ne kadar bölünme olursa birlikte hareket etme kabiliyeti öylesine az olurdu. Mezhep ayrımları önceki yıllardaki yapılan savaşlardan dolayı diri tutuluyordu.

Çok zaman geçmeden tütünden sonra alkolde yasaklandı. Çünkü alkol içenler “ Ne olacak bu memleketin hali “diyerekten öflemeye başlıyor bu da hali hazırda  otorite için necasete sebep olabilme ihtimali taşıyordu.

            Padişah yine de kendi sistemine güvenmiyor, tebdil-i kıyafet giyerek halk ile birlikte sistemin kendisini denetliyordu. Tedbil-i Kıyafet olayı tarihte, padişahın halka yakın olmak için yaptığı bir uygulama olarak yansıtılmaya çalışılsa da aslında durum hiçte öyle değildi.

            Yasaklar yasakları, korkular daha büyük korkuları doğurdu. Bu yasakların arkasında  kadızadeler adlı oluşum vardı. Tarikatlara ve tasavvuf ehillerine düşmandılar, vahabiler tarzı politika benimsemişlerdi. Onlara göre Peygamberden sonra oluşan tüm yenilikler yanlıştı. Bu yanlışı benimseyenlerin katli vacipti.

            Tütün ve Alkol yasaklanırken altında yatan temel neden kesinlikle Dini değildi çünkü IV. Murat keyfine düşkün, Alkol ve tütün tüketen bir kişilikti. Hatta ölüm nedeni sirozdu.

            Otoritenin sağlanması için izlenen yasakçı zihniyet ardında yüzlerce yıl sürecek sosyal çatışmaların da sebebini oluşturmuş, onlarca fikir ve düşüncenin hızla batıya göçüne neden olmuştu…

Neyse fazla uzatmadan konuyu bir yere bağlamak gerekiyor. Yıl 2020 ve sokakta sigara içmek yasak! Korono sebebiyle olduğu söyleniyor amenna diyoruz. Ardından Saat 22:00’den sonra sosyal hayata ilişkin yani toplulukların birlikte olacağı aktiviteler de yasak amenna diyoruz.

Ama bu yasakların tam tersine yazın plajlar serbestti. Öyle ya da böyle düğün, derneklerde serbestti. Partilerin mitingleri de serbestti.

Bu yüzden aklıma geldi zaten IV. Murat. Halka alkol tütün yasak ama kendisine serbestti….

           


           

           

Yorumlar