(Normal hızda okuyarak, 2 dakika 11 saniye sürer.)
Diyanet
İşlerinde çalışan memur, “ Alkol satan yerlerden Kurbanlık alınmaz.” demiş.
Bunu Nüfus müdürlüğünde çalışan memur deseydi çok anlamsız olurdu. Diyanetin
memuru söyleyince normal hatta doğru gibi kabul görüyor. Diyanet, dini ve
ahlaki konularda danışmanlık ile birlikte, denetim görevini de yerine getirsin
diye kurulmuş ilgili bir daire çünkü.
Klasik hale
gelmiş olan “ Kardeşim bizim alkol sayesinde ödediğimiz vergiler ile maaşınızı
alıyorsunuz!” demeyeceğim. Çünkü her yurttaş vergi vermekle mükelleftir.
Dolayısıyla, Devletin bana sağlamış ve/veya sağlayacağı hizmetler için bizler
bu vergiyi ödemek zorundayız!
Faka şöyle
de bir durum var, İnsan da düşünmeden, düşününce de sorgulamadan edemiyor;
İslam’a göre Alkol içmek, alkole aracılık
etmek haram ve günah! Kesinlikle doğru. Alkolün faydası (Devlet hariç) olmadığı
gibi zararı saymakla bitmez. Hani vardır ya, günde iki kadeh şarap damarları
açıyor geyiği. Asla böyle bir şeyin olmadığı yıllar önce ispatlandı. Yani şunu
söylemenin bir sakıncası yok, Alkolün temizlik dışında faydası yok.
Alkol’ün
günahlar içersinden katsayısını bilmiyorum. Bunu diyanette çalışan memurunda
bildiğini düşünmüyorum. Tek bildiğim İslam’da Allah ile kul arasında başka
birinin olmayacağına ilişkin Kuran’da yazan ayetler.
Örneğin
Dini bir bilgiyi menfi çıkar gözeterek başka birine anlatması çok günah. Bu
kişi bu bilgiler sayesinde gelir elde ediyorsa durumu çok daha sıkıntılı
anlayacağınız. Fakat dediğim gibi bunun da günah skalasındaki yerini
bilmiyorum.
Ben kesin “günah”
olan bir ürünü tüketerek günah işlediğimi biliyorum ve bunu en saf halimle yani
iradem ile kabul ediyorum.
Peki dini bir bilgiyi kişisel gelir elde etmek
için satan bir din adamı işlediği günahın farkında mı? Bunun farkında ise
kendiside işlediği günahı kabul ediyor mu? Bile bile günah işleyen din adamının,
dini anlamda değer yargıları, alkol alan biri ile aynı mı?
Yorumlar
Yorum Gönder