Küçük Esnaf İçin Acil Önlem Alınmalıdır

 

Son günlerde küçük esnafın aleyhine belli bir kesimin lehine oluşan bir sistem ortaya çıktı. Her ne kadar serbest piyasa denilerek sorun kovuşturulmaya çalışılsa da ortaya çıkan durum tam anlamı ile ticaretin her kesimini etkileyecektir.

Serbest piyasa koşullarında alıcı ve satıcıların müzakeresi ile birlikte karşılıklı olarak gösterilen tolerans etkilidir. Bu pozisyondan dolayı oluşan tolerans sayesinde ticaret serbest ve tarafsız olarak devam etmektedir. Alıcı ve satıcının karşılıklı memnuniyetine bağlı olarak kazançlar maksimum seviyeye çıkarak ticaretin sürekliğini sağlamaktadır.

Pandemi döneminde ise bu tolerans “hassas ve kırılgan” pozisyonuna geçti. Bunu anlamamızdaki en önemli gösterge, pandemi sebebiyle normalin üzerinde oluşan arz fazlası. Böyle olunca alıcı ve satıcılar arasındaki oluşan yeni pozisyonun kırılgan yapısı ticaretin genel kurallarında da değişime sebep olmaktadır.

Tüketicinin pozisyonunda da değişiklikler olmuştur. Yaşanan olağanüstü durumundan dolayı tüketicinin ihtiyaçlarının asgari seviyede karşılanmasına yönelik olarak büyük marketler devreye girmiş ve talebin arza olan oranının büyük kısmı bu yeni pazarda var olan aktörlerin eline geçmiştir.

Satıcı ve alıcılar yeni pazarın  müdavimi olmuşlardır. Bu durumda ihtiyaçlarının büyük kısmını Büyük marketlerden karşılayan ve bağımlılığını her geçen gün üst seviyeye taşıyan alıcı doğal olarak satıcıya bağlanmıştır.

Aynı şekilde ürünlerini satmakla mükellef olan satıcılar da alıcı olarak gördükleri büyük marketlere bağımlı hale gelmişlerdir.

Olası kriz ortamında en çok etkilenecek olanlar öncelikle ürünlerini satıcıya satanlar ve ürünleri tüketmek için alan alıcılar olacaktır. Bu bağımlılık durumu piyasayı daha kırılgan yapacağı gibi etkisi de daha ağır olacaktır.

Diğer taraftan tüketici, temel ihtiyaçlarını karşılamak için kredi kartı kullanarak ödeme dengesini sağlamaya çalışmaktadır. Yeni ürünler yeni ihtiyaçların doğmasına sebep olmaktadır. Sürekli olarak arz fazlası ürünün tüketilmesi için çeşitli indirimler yapılarak pazarın büyümesi amaçlanmış olsa da bu durum ürün enflasyonunu tetiklemektedir.

Ancak sürekli olarak yeni marketlerin açılması, yükselen üretim maliyetleri ile birlikte üretici firmalar da rekabet gücünü yitirmiş; bu yüzden kriz durumlarında daha kırılgan bir konuma gelmiştir. Büyük marketler birçok rakibi gibi talep ettikleri ürünlerin karşılanması için artık üreticiye bağımlıdırlar.

Savaş, doğal felaket, salgın gibi herhangi önemli bir kriz yokken alıcı ve satıcıların kazan-kazan ilişkileri içinde olması daha olasıdır. Ancak bir kriz olduğunda en fazla zarar görecek olanlar ekonomik/sosyal bakımdan en dezavantajlı olan tüketiciler olacaktır.

Normal şartlarda Devlet’in tüketici ve satıcıyı olası krizden korumasına yönelik regülâsyonları olmalıdır. Peki böylesine zor günlerde regülasyonlar niye uygulanmamaktadır?

Tüketicinin artan maliyet enflasyonundan etkilenmesini önleyebilmek için büyük marketlerin ivedi olarak kontrol altına alınması ve pazarda, serbest piyasa koşullarının eşit rekabet koşullarında sağlaması için çalışmalar yapılmalıdır.

 


 

 

 

 

 

 

Yorumlar